Kuruların yanında yanan yaş gibi hissettiğim her sancının icinden çıkan harlarda seni buldum, seni yaşattım. Zerrelerimden doğduğun her günaydının gün batımımdaki tepeliğimde aydığında tebessümüm acı bi krampı da getirdi beraberinde yine elimden geleni bilemedin; hiçlik.
Bana her bakışında cehennemin dibinde yanan tüm günahları işlemiş gibi duyumsarken kendimi, gözlerimi kapatıp vicdanımı neutralizeleştiriyorum ve putlar Yuzarsif'in üzerine devrilirken dünyanın bir saniyeliğine de olsun güzelleşmesini izliyorum kirpiklerimin altından. Kurtarılmışların sevincinin ben ve benim gibi lanetlenmişlere yapılan işkenceleri seyretmeye dayandığı fikrinin asla inkar mekanizmanı meşgul etmesini istemem. Ve tıpkı Ursula gibi "Bu alçak kasabaya bizi ağlarken görme zevkini tattırmayacağız" larımız çoğalıyordu hep bir ağızdan.Rollerin ezberi yasak sahnesi yeniden oynatıldı ve yutkunup gözlerime ulaşmayan buruk bir gülümsemeyi armağan etmeyi daha doğru buldum sen onaylamaz bakışlarla kafanı sallarken tekleyişini hissetmiş gibi ruhumun.