Hayatında bir şeyler yoluna girmeye başlamışken, çıkıyor karşına o insan. Tüm düzenin, dengen bozuluyor. Seviyorsun ya, boku çıkıyor. Zaten bazıları sayesinde kırılmış bi kalbe sahipken, bir de üstüne o parçalıyor kalbini. Sen; hayır diyorsun, bu defa üzülmek yok, bu defa olmaz. Ama her seferinde üzülmekten ölüyorsun. Bildiğin yollar, bilmediğin yerlere götürüyor seni. Bir zamanlar her gece özlediklerin, adını duyunca her gün ölmek istediklerin oluyor. Gözlerini kapattığında bile karşında gördüğün insanı, unutmaya çalışıyorsun. Çünkü o sevilmeye değmiyor! Sen tabii kendine kızıyorsun yine, yine sövüp sayıyorsun içinden hayatına, gelmişine, geçmişine.. Bırakıp gitmiş işte, ne yapsan dönmeyecek. Sonra birileri çıkıp konuşuyor, "daha iyilerini bulursun, daha iyisiyle tanışırsın." Arkadaş, zaten en iyisi olduğunu düşünmesen, niye sevesin ki onu. Onca insan arasında, neden o? ...İnsanın canı yanmışken, duvarlar da üzerine üzerine geliyor. Konuşulan her kelimenin bir ucu sanki sana çarpıyor. Her şeye sinirlenen, agresif birine dönüşüyorsun. Sen özlüyorsun ama, o kim bilir yine kimin canını yakıyor. "Boşver, o mutlu nasıl olsa." Yook, olur mu hiç. Sen kendini iyice beter edeceksin, hayatından soğuyacaksın, umutların tükenecek, yoluna giren her şey yolundan çıkacak. Sonra yeniden en başa döneceksin. Biri girecek hayatına, ben onun gibi değilim diyecek. Hah işte o, ondan daha beterini sana yaşatacak emin ol. Değer verme, çünkü değer verdikçe sen; kendinden eksiliyorsun, karşındakinin gözünde. Ama ne yaparsan yap, haketmediğin duyguları yaşıyorsun daima.. Oysa aşık olurken hep sonsuza kadar o kişiyle olacağımızı düşündük değil mi? Asla olmayacağını bile bile.. Ya biz sevmeyi bilmiyoruz, ya da karşımıza hep yanlış insanları çıkarıyor hayat.