Yaratılmışların en hayırlısı kim biliyor musunuz?
Nereden bileceksiniz?
Peki bunu kim bilir?
İnsanı yaratan Allah bilir elbette. Diyor ki Allah.:
Yaratılmışların en hayırlısı, iman eden ve salih amel işleyenlerdir. Beyyine 7
Ayette insanın önemli iki özelliği yer almaktadır:
İman…
Salih amel..
Bu iki kavramın ne olduğunu her müslüman bilmeli ki, işledikleri salih amel ile en hayırlı kul olabilsinler.
İman nedir?
Allah’ın dinini kesin olarak kabul etmek, tasdik etmek ve itiraf etmektir.
İman kalbde durduğu gibi durmamalı, mutlaka dışa yansımalıdır.
Amel dışa nasıl yansır?
Yaptığımız işle, davranışlarımızla, sözlerimizle, gülüşümüzle, bakışlarımızla..
Amellere yansımayan iman yetersizdir.
Nitekim Kur’ân’da imansız amelin işe yaramayacağına dair onlarca Âyet vardır.
İman sahibi insana mümin denir. Mümin, Allah’a, Peygambere ve Kur’an’a kalben bağlanan insandır. Dil söyleyecek, kalb de kayıtsız şartsız buna inananacak, tasdik edecektir.
Beyyine suresinin 7. Ayetinde ve daha bir çok yerde geçen iman eden ifadesinden maksat Allah’ı, Peygamberi ve Kur’an’ı tanıyan bilen insandır.
Ben iman ettim, demek yeterli değildir. İman eden biri, imanın gereğini yerine getirmelidir.
İnsanlar, denenmeden, “İman ettik” demeleriyle bırakıverileceklerini mi sandılar? Ankebud 2
Bırakılmayacaklar, denenecekler. Nasıl olacak bu? Elbette yapılan işin ve davranışların gönlündeki imanın unsurları olan Kur’an’a uygun olup olmadığına bakılacaktır.
iman ile yapılan iş birleşmeli, birbirini tamamlamalıdır.
Bu birleşme Allah’ın emridir.
Allah´ın birleştirilmesini emrettiği şeyi keser ve yeryüzünde bozgun çıkarırlar. İşte bunlardır hüsrana uğrayanlar. Bakara 27
İman ile salih ameli Kur’an birleştirmiştir. Yüze yakın yerde “iman edenler ve ameli salih işleyenler..” ifadesi yer almaktadır. Bir mümin için bu iki ifade birbirinin olmazsa olmazıdır.
Allah, iman ile amelin birleştirilmesini istiyor. Yapılan her şey, her iş Kur’an’a uygun olmalıdır.
İman ile ameli birleştirmeden iş yapanlar, hüsrana uğrayacaklardır, başarıya ulaşamayacaklardır.
Amel, iş yapmak, çaba harcamak, hareket etmek, eylemde bulunmak anlamlarına gelir.
Yani amel, canlıların kasıtlı yaptıkları işlere denir.
Amel, beden ile yapılan işleri kapsar. İnsanın sözleri ve davranışları da bu kapsam içine girer.
Kur’an, ameli ikiye ayırır.
Birincisi salih amel…
Bunlar, güzel, faydalı, yararlı tam ve mükemmel olarak yapılan işlerdir.
İkincisi de, salih olmayan ameldir.
Bunlar da, kötü, yararsız, eksik yapılan, yararı olmayan işlerdir.
İnsanın imanı çevresine yansımalıdır. İman kalbde durduğu vakit çevreye yansımaz. Onu, yani imanı ancak çevreye yaptığı düzeltici, islah edici işler yansıtır.
İmanlı insan ahirete inanır. Orada bu dünyada yapıp ettiklerinin hesabını Allah’ın ahirette soracağını da bilir.
Böyle biri rüşvet alır mı?
Böyle biri kamu mallarını talan eder mi?
Böyle biri kötülük eder mi?
Böyle biri insanlara zarar verir mi?
Yalan söyler mi?
İşini kötü yapar mı?
Haram yer mi?
Hırsızlık yapar mı?
Diğer insanlara, çevresine, hayvanlara zarar veri mi?
Hayır elbette..
İşte iman sahibi bu işleri bilinçli bir şekilde yapmaz. Böylece imanı çevresine yansımış olur. Bundan hem kendisi hem de çevresindeki insanlar yararlanmış olur.
Onun içindir ki Allah yararlı, faydalı işi imanlı olmak şartına bağlamıştır. Kullarına da yaptığnız iş, imanınıza uygun olsun buyurmuştur.
Salih amelin neler olduğu Kur’an’da sayılmıştır. İmana uygun yapılan işlerin iyi, doğru, faydalı ve yararlı işlerin hepsi ameli salihtir.
Allah’a ameli salih ile yaklaşılır.
Salih amel. Düzeltmeye yönelik işler. Yoldaki fakire sadaka vermek iyilik, o fakire iş bulmak ameli salihtir.
Salih amel geniş manada insanlığın yararına olan her türlü ıslah edici faydalı işlerdir.
Salih amel, Kur’an’ın yap dedikleridir, yapma dediklerinden uzak durmaktır.
Allah, iman edip ameli salih yapanlara neler vereceğini de bir çok ayeti ile bildirmiştir.
Salih amelde bununanların,
Varacakları yerin cennet olduğunu, Rad 29,
Orada zulme uğramayacaklarını, Meryem 60
Allah’ın onları affedeceğini taha 82
Onlara kesintisiz sevap verileceğini, Fussilet 31
Kötülüklerinin bağışlanacağını Muhammed 2
Altlarından ırmaklar akan cennetler, çeşitli rızıklar ve tertemiz eşler vericeğini, orada süresiz kalacaklarını, Bakar 25
Haksızlığa uratılmayacaklarını, Nisa 124
Yaptıklarına karşılık verileceğini ve güzel bir hayatla yaşayacaklarını, Nahl 97
Kur’an bildirmektedir.
Bir de salih amel işlemeyenler vardı elbette. İnsanın aklına şu geliyor o zaman: Peki salih amel işlemeyenlere neler olacak?
Kör olanla gören bir olmaz; iman edip salih amellerde bulunanlarla kötülük yapan da. Ne az öğüt alıp-düşünüyorsunuz. Mümin 58
Yoksa Biz, iman edip salih amellerde bulunanları yeryüzünde bozgunculuk çıkaranlar gibi mi tutacağız? Ya da muttakileri facirler gibi mi tutacağız? Sad 28
Demek ki, ameli salih yapmayanlar, yapanlar gibi olmayacaklardır. Bu iki ayet, düzeltici işler yapanlarla düzelmiş, düzgün bir şeyi bozanların bir tutulmayacağını açıkca belirtmektedir.
Bir de şu ayete bakalım:
Kim izzeti istiyorsa, artık bütün izzet Allah’ındır. Güzel söz O’na yükselir, salih amel de onu yükseltir. Kötülükleri tasarlayıp düzenleyenler ise; onlar için şiddetli bir azap vardır. Onların tasarladıkları ‘boşa çıkıp bozulur’. Fatır 10
Yaptığımız iş, iyi olacak, güzel olacak, doğru olacak, yararlı olacak ve bir yerlerdeki bozuklukları düzeltici olacak. İman sahibi olanların imanlarının eyleme dönüşmesi, dışa vurumu budur.
İman gönülde sessizce durmamalı, yapılan işlere yansımalı, iman gibi temiz ve yararlı olmalıdır. İmansız yapılan bir işin kişiye veya yapan kimseye bir yararı yoktur.
Bu güne kadar ne yaptıksa yaptık, nasıl yaptıksak yaptık, bundan sonra yaptığımız her işin imanımıza uygun olup olmadığına dikkat etmemiz gerektiği açıkca ortadadır.
İşin özü şu ayette belirtilmiştir.
İman edip salih amellerde bulunanlar ise cennet halkıdırlar, orada süresiz kalacaklardır.Bakara 82
İman sahipleri, salih ameller işleyerek süresiz cennette kalacak Allah kullarından olmanızı dilerim.