► Biz göğü, yeri ve ikisi arasındakileri oyun/oyalanma olsun diye yaratmadık. (21/Enbiyâ 16)
Yaratılış gayesi için bk. 38/Sâd, 27
► “Yoksa sizi, boşu boşuna/amaçsız yarattığımızı ve bize döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?” (23/Mü'minûn 115)
Yaratılış gayesi için bk. 38/Sâd, 27
► Gök, yer ve ikisi arasındakileri boş/amaçsız/öylesine yaratmadık. Bu, kâfirlerin zannıdır. (Girecekleri) ateş nedeniyle veyl olsun o kâfirlere! (38/Sâd 27)
Davud’a (as) hakla hükmetmesi ve hevaya uymaması emredildikten sonra bu ayetin gelmesi çok derin bir mesaj taşımaktadır. Madem dünyayı yaratan Allah’tır (cc), öyleyse bu dünyada söz sahibi olması gereken de yine O’dur. Allah’ın (cc) indirdiği “hak” ile hükmetmeyenler; dünyanın amaçsız, boş, bir hiç uğruna var olduğunu zannedenlerdir. Oysa Allah (cc) dünyayı ve içindekileri yalnızca O’na ibadet edilmesi (51/Zâriyat, 56), Allah’ın (cc) indirdiği Kitap’la hükmedilmesi (38/Sâd, 26), hakkın batılı parçalayıp yok etmesi (21/Enbiyâ, 16-18), ahiret şuuruyla Allah’tan (cc) korkulup sakınılması (23/Mü’minûn, 115-116) gibi ulvi amaçlar için yaratmıştır.
► Biz; gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri oyun olsun diye yaratmadık. (44/Duhan 38)
Yaratılış gayesi için bk. 38/Sâd, 27
► Ben cinler ve insanları yalnızca bana ibadet etsinler diye yarattım. (51/Zâriyat 56)
İnsanın yaratılış gayesi tevhid. Tevhid ise Allah’a (cc) kulluk ve O’nu ibadette birlemektir. Kişinin namaz, oruç, kurban gibi ibadetlerini yalnızca Allah’a (cc) yapması ve bir bütün olarak hayatı Allah’ın şeriatına göre düzenlemesi, yalnızca O’nun yasa ve kanunlarına boyun eğmesidir. (bk. 1/Fâtiha, 5)
Müminin varlık amacı tevhid olduğundan, değişmez ve ilk sırada yer alan “Ana gündemi” de her zaman tevhiddir. (Ayrıca bk. 38/Sâd, 27)