Geçmişin Kırıkları
Bürosunda , masasının sağ köşesinde bilgisayarı ve önündeki kalabalıkla çalışıyordu Barış.Bilgilerini tazelemek ve yeni gelişmelerin takibini yapabilmek adına kanun kitapları yığılıydı önünde.Maddeleri çizmekten gözleri çatallanıyordu artık.Kalkıp arkasındaki penceresini araladı.Daha sonra masanın etrafını dolaşarak danışan koltuğuna geçti.Saatli kristal isimliğine değdi gözü.İlk önce siyah renkteki "Barış ÖZYUVA" ismine takıldı gözü.Soyismini manidar buluyordu.Saate baktığında saat 16.35'i gösteriyordu.Çıkmasına çok kalmamıştı yardımcısı Aliye Hanım'dan damla sakızlı orta şekerli bir türk kahvesi rica etti.Aliye Hanım orta boylarda , düz kısa saçlı , kumral zayıf bir hanımdı.Aslında onu bir abla olarak görüyordu fakat nezâketen Hanım diye hitap etmek geliyordu içinden.Aliye Hanım tıkladı kapıyı kısa bir sürenin ardından hemencecik getirmişti kahveyi.Yanına da kendine öğle atıştırmalığı olarak getirdiği kruvasandan ikram etmişti Barış'a.Barış böyle inceliklere alışkın olmadığı için etkilenerek mahcup hissetti.Teşekkür etme ihtiyacı ile , pratikliğinizin yanında hamaratlığınızı da konuşturmuşsunuz Aliye Hanım , mahcup oldum ellerinize sağlık çok teşekkür ederim inceliğiniz için, demişti.Aliye Hanım'da sıcacık bir gülümsemeyle afiyetler olsun Barış bey umarım beğenirsin demişti.Şuan önceliği kahveydi dinlenmeye ihtiyacı vardı.Mutlaka güzeldir aksi mümkün değil daha sonra yiyeyim tekrar teşekkürler diyerek gülümsedi.Aliye Hanım , ben birazdan çıkacağım iznin olursa dedi.Kafasını eğerek ve gülümsemesine karşılık vererek yanıtladı onu Barış.
Kahvesini yudumladı damağında bekleterek her zerresinde hissetti kokusunu.Biraz oturup eve geçecekti artık.Ağzındaki tatlılık kaybolurken geçen akşam cafede karşılaştığı kız geldi aklına.Geçmişe sürükledi o kız Barış'ı.Ne kadar berraktı yüzü...Hoşuna gitmişti çünkü kapağı yemişti kızdan.Merak ediyordu onu fakat zihni daldı.Geçmişi hatırlayınca hüzün sardı içini.En geçmişe kadar gitti zihni.
Güzel olan her şeyin tek bir anda bittiğini hissettiği gün , annesinin evi terkettiği akşam.Hızlıca boşanma aşaması.Adliye binası , hakim , avukatlar , evraklar...Abisiyle birlikte annesini o günden sonra ilk defa gören küçük Barış.Anlamlandıramadığı bir boşanma.Her şeyin yolunda gittiğini sanıyorken aniden oldu bu boşanma.Babannesinin annesine karşı nefret dolu sözlerini ilkokulun sonlarına doğru kavrayabilmişti.Annesi babasının üvey kardeşiyle fakat Barış'ın çok saygı duyduğu o adamla evlenmek için dağıtmıştı yuvasını.Daha sonra evlatlarından kopamamış olsa gerek okuluna ziyarete gelirdi onun.Hediyeler alırdı zorla sarılır koklardı.Zaman zaman yumuşardı Barış konuşurdu ama içi affetmezdi onu.O gidince babannesi büyütüyordu çocukları.Her gün kadına nefret sözleri yağdırıyordu o babanne.Barış'ın annesine kızgınlığı geçmiyordu , geçmeyecekti.Ömür boyu eksikliğini hissedeceği bir boşluğa itmişti onları bu kadın.Hem de amca saydığı...Düşünmeyi bile kaldırmıyordu içi sinir bastırıyordu tüm hücrelerine.Bir gün okula o adam da gelmeye yeltenmiş , bunu duyan Barış ihtimâlini bile kaldıramamış yıkmıştı ortalığı.Uzun süre görüşmedi annesiyle.Babasıysa ne hisseder ne düşünür dışarıdan belli olmazdı hiç.Ama bir gün bilgisayarda dosyaların içinde annesinin videolarını yakalayıp abisine göstermişti.Silmek istese de babasının vereceği tepkiden çekinip silememişti.Ama içi kaldırmıyordu o güzel günlerin mahvoluşunu izlemeyi.Abisi direkt silmişti annesini.O zamanlar ergenlik çağlarında olan bir genç için kaldıramamıştı demekki.Annesini abisine anlattığında abisinden azar yediği için gizlemeyi tercih etmişti.Babası bazen ağzını yoklar ondan saklamazdı bunları.Zaten zaman sonra babasıyla telefonlaştıklarını öğrendi.
Anne ve babası çok severek evlenmişler.Barış'ın aşka dair hayâl kırıklıklarının temelinin o günlerde başladığını söylemişti psikoloğu.Zaten farkında olduğu şeylerin iyileşmesini zamana bırakmışlardı birlikte.Kısa zamanda çok şey paylaşmıştı psikoloğuyla.