Yaşamak...
Daha anne karnına düştüğümüz ilk anda başlayan kısa yahut uzun macera. Her insanın,her canlının ayrı bir hikâyesi var bu hayatta. Dalında sallanan çiçek,yerdeki minik değer dahi görmeyen karınca gibi. Bu devirde insanlar bile değer görmüyorken, ne beklenir ki bu hayattan.
Hiç düşünmeden alınan canların haddi hesabı yokken. Ama bu acımasız dünya her şeye alıştırıyor. Alışmaya zorluyor.
Ancak şu sıralar tek bir dertleri var insanların.AŞK. Tek seferde söyleniyor doğru. Tek seferde unutulmadığı kesin. Geçmek bilmez acısı. Geçmezde zaten. Nefes almayı dahi haram kılan duygu. Boğazından ne bir yudum şu ne de bir lokma yemek geçer.
Bir şey soracağım. Güzel seven insanları neden paramparça ediyorlar. Acı çektirmek çok mu güzel geliyor onlara. Peki hayatlarında hiç şiir yamazmayan insanları en iyi şair kılan onlar mutlular mı? Hep bir dize ile sitem ederler. Özdemir Asaf'ın şu dizeleri gibi.
"Neyine bağlandım bu kadar;bana bakmaya gözlerine mi? Yoksa benim olmayan kalbine mi?
İşte size yaşamın tanımı...