Bir gün İran hükümdarı Şah İsmail düşmanı olan Yavuz Sultan Selim hana bazı hediyeler yollar. Ama bu hediyeler çok değerli hediyelerdir. Halılar, altınlar, gümüşler yakutlar, deve deve yemişler ve ayrıca da sandık dolusu hediyeler.Hediyeler Yavuz’a getirilir açılır, ama o da ne! İçeriyi bir koku kaplar. Çok kötü bir koku, nedir bu diye hepsini aramaya başlar. Birde bakarlar ki, sandığın dibine insan dışkısı konulmuş.
Yavuz Sultan Selim hemen buna bir cevap vermek için ulemalarını, hocalarını toplar.Buna iyi bir şekilde cevap verilmesi gerekmektedir.Fakat, yine cevabı kendisi bulur ve aynı hediyelerden kendiside hazırlatır. Vezirine kendisine bir kutu gül lokumu getirmesini ister ve lokumun altınada bir not yazar ve elçiyle Şah İsmail’e yollar.Şah İsmail hediyeleri kabul eder ama içinde bir tereddüt, acaba o bana ne dışkısı yolladı mı diye düşünürken, içeriyi birden lokum kokusu sarar ve de çok güzel kokmaktadır.Vezir lokumu ikram eder. Şah önce başkaları tatsın en son ben tadarım diyerek kendine göre önlem alır. Herkes lokumları yedikten sonra sıra şah İsmail’e gelir, Şah lokumu yer ve altındaki not gözüne ilişir.
Notta şöyle yazmaktadır:
‘İsmail herkes kendi yediğinden ikram eder’