Yazılımın geleceği ve yapay zeka!
Yazılımın temeli matematiktir. Yazılım her ne kadar bilgisayarın icadıyla beraber ortaya çıkmış olsa da, felsefik olarak Antik Yunan’a kadar uzanmaktadır. İnsanlar işlerini daha kolay bir şekilde yapabilmek için matematik formülleri aramışlardır. Nihayetinde 2. Dünya Savaşı ile beraber bilgisayar icat edilmiş ve yazılım da bilgisayara paralel olarak gelişimini sürdürmüştür.
Günümüzde yazılım oldukça popüler ve erişilmesi kolay bir araç oldu diyebiliriz. İsteyen herkes kolay bir şekilde ilgili kaynaklara ulaşabiliyor. 2000’lerin başında yeni bir yazılımı ortaya koymak daha kolaydı ancak şu an büyük ölçüde, var olan yazılımlar geliştirilerek ve farklılaştırılarak yeni ürünler ortaya konuyor. Bu durumun dezavantajı ise, yazılım piyasasında sağlam yer edinmek isteyen birisinin mevcut yazılımların üzerine bir şeyler koymak zorunda olması. Ayrıca yazılım ve donanım birbirini tamamlayan unsurlar olduğundan, yeni bir donanımın ortaya çıkması yazılım sektörünün de direkt olarak canlanması demek. Günümüzde yazılım pek çok sistemin içerisinde yer alıyor: Bilgisayarlar, akıllı TV’ler, akıllı ev sistemleri, akıllı otomobiller, askeri donanımlar ve niceleri. Evimizde kullandığımız çoğu elektronik eşyanın çipi bile yazılım ile programlanıyor. Bütün bu cihazlar tabiri caizse akıllı olmaktan çıkıp ‘zeki’ olmaya başlıyor. Bu da tam olarak yapay zeka demek. Yapay zekâ, bir bilgisayarın veya bilgisayar kontrolündeki bir robotun çeşitli faaliyetleri zeki canlılara benzer şekilde yerine getirme kabiliyetidir. Örneğin akıllı arabalar artık hiçbir yerine dokunmadan sizi istediğiniz konuma götürebiliyor. Mobil platformda ise yapay zeka destekli işlemcilerin temeli atılmış durumda. Bunlar gibi pek çok alanda yapay zeka modellerini yakın gelecekte göreceğiz. Sözüm o ki, yazılım artık büyük oranda yapay zekaya doğru evriliyor.
Yazılımdaki gelişmeler işletmeler için de büyük önem arz ediyor zira dünya giderek dijitalleşiyor ve üreticiler de bu gelişmelere ayak uydurmaya çalışıyor. Böylelikle, yeni iş modelleri bulan bir işletmenin hem rekabet avantajı artıyor hem de maliyeti oldukça düşüyor. Örneğin; e-ticaret, mobil bankacılık, uzaktan eğitim sistemleri.
Yazılım diyince akla gelen ülkelerden biri Hindistan. Gelişmekte olan bir ülke olmasına rağmen yazılımla adından söz ettirebiliyor. Türkiye’de ise ne yazık ki yazılıma yeterince önem verilmiyor. Liseden başlayarak potansiyeli olan çocukları bulup yazılıma özendirmek veya yönlendirmek oldukça yerinde bir karar olacaktır. Bunun yanında maddi desteği ve yazılıma gerekli yatırımı sağlayacak olan da devlettir. Ayrıca siber güvenlik de yazılımın diğer tarafı diyebilirim. Bugün devlet kadrosuna yüzlerce binlerce siber güvenlikçi aranıyor. Kısaca bugün ülkeler arasında yazılım rekabeti varken devletin bu konuda gerekli adımları atması kaçınılmazdır.