Büyüyorum. Her defasında yeniden öğrenerek. Yaptığım her hatadan ders çıkarmadan sürekli tekrar ederek. Bazıları baş kaldırı sanıyor. Belli ki inat ettiğimi düşünüyorlar. Benliğimde her daim olsun istediğim devrimlerin farkında değiller. Görmüyorlar içimi. Çünkü sadece boş boş bakıyorlar. Halbuki anlaşılmaya anlaşmaya o kadar müsaitim ki. Oralı bile olmuyorlar. Sadece yargı mekanizması işliyor. Küçük elleriyle bir zamanların İstanbul’nda “Yazıyor, yazıyor” diye bağıran seyyar gazete satıcısı çocuk gibiler. Sadece başlıkları okuyorlar. Alt metinlerden haberleri yok. Oysaki asıl mesaj satır aralarında. Gizli öznelerde gizli. Cümlelerin sonuna kadar gelmelerini beklemiyorum zaten. Duraklardan sefer sayıları kaldırılmış gibiler. Kendilerine ait düşünceleri savundukları bir gerçekleri bile yokken, karşıdan duydukları herşeyi sahte sanışları işte tam da bu yüzden. Cesaretlerini kaybetmişler. Adım atmaya mecalleri yok. Sırtlarında gururla taşıyor sandıkları şeyler ayakları altındaki kendi öz benliklerini eziyor bilmiyorlar. Körü körüne yürümek,anlamadan inanmak,sorgulamamak minvalinde gidip geliyorlar. Ara ara kafaları karışır gibi oluyor. Tam uyumaya devam edecekken bir güç onları sıçratsa da içirilen uyku ilaçları daha tesirli daha tılsımlı oluyor. Ve ne yazık ki uyumaya devam ediyorlar. Şimdi kaldır başını sakın uyuma diğerleri gibi. Ve sende yeniden öğrenmeye devam et. Hatalardan ders çıkarmak sınava tabii olmak olmasın amacın. Rüştünü kendine ispatla yeter. Kendi kendine yetebiliyorsan, o da sana zaten yeter...