YAZIYORUM BİLİYOR SANIYORLAR
Hayat boyu insanları anlayayım derken kendimin o çekingen kısık sesini hiç duyamamışım. Sırf gözleyeyim, neler yapıyorlar, ne yaşıyorlar inceleyeyim, onlardan ders alayım derken en büyük dersi bu yaptığım hatadan aldığım gün... hayat üzerine pek laflamayı sevmiyorum. Sanki tüm kusurumu vurur yüzüme fütursuzca...
Halbuki bu hayat salonun ışığını yakmak gibi basit. Doğarsın, birtakım şeyler yaşarsın ve göçüp gidersin. Yerim dolmaz diye triplerden uzak durmakta da fayda var. Her gün yüz binlerce insan doğuyor. Senin, benim, bizim yokluğumuz cümle sonuna konan noktadan bile ufak yani.
Şaka kaldıramayan biriysen hayat biraz eziyete döner. Çünkü insanların, hatta bu yaşadığımız çağın bizzat kendisi eşek şakası gibi. Hatta öküz şakası gibi. Daha felaketi. Mesela her şeyin enlerini yaşıyoruz. Bu da iyimser olmaya çalışanlar için benden armağan olsun. Mesela yaşıyoruz ama EN kötüsünü, EN gereksiz olanını, EN azını yaşıyoruz. "EN" den sonra dediklerime takılmayın. Varsın olsun olumsuz olsun. Hiç değilse bir şeyin, olumsuzluk olsa bile kaliteli olanını yaşıyoruz.
Aşık olduğun insana sakın sahip olma güdüsü duyma. Neden mi? aşk ilk başta kişinin kendi dünyasına duyulan bir duygudur. Kendi halinde ne güzel yaşayıp gidiyor dersiniz. Sonra sahip olma arzusu ile onu o dünyadan çeker alırsınız. Bir fanustan japon balığını çıkarırsanız çırpınır ölür. Neden sevgileriniz kısa ömürlü anlayın artık dil dökmekten yoruldum. MİSAFİRİZ KUZULARIM misafiriz. Her yerde. Kendi evinde bile misafirsin.
Evinin temelindeki toprak da senin değil. Hepsinin bir yaratıcısı var. Onun bahçesindeki bir otsun, bir otuz. Büyültme gözünde her şeyi.
Kendine güzel davran.
he bir de unutmadan; Hoşça kalmak için hoşça bırak olur mu? Bak insanlara herkes üzgün. Ama bak gidenlere herkes güle güle gidiyor bir yerlere.... neyse hadi teşekkürler okuduğun için.