Standartlığın verdiği huzursuzlukla yaşamak zor.Farklılaşma çabalarına girip ,diğer farklılaşmaya çalışan güruha katılıyorum.Klişeden kaçmak için,klişeleri kullandığımı fark edip tekrar klişeye dönüyorum.Baktım ikiside olmuyor,aralarını yapıp huzurlu bir hayata yelken açmayı hedefliyorum.
Artık sarı pantalonlu,çakma görünümlü,orjinal olmaya çalışan biriyim.Özümden kopup anarşiye yönelip,deli rüzgarlarda savruluyor ve herşeyi anlamsız buluyorum.Zor zamanlardan geçtiğimizi ve bize hep haksızlık yapıldığını düşünüp,zenginlere kin besliyorum.
Amerikan filmlerini izleyip amerikaya düşman kesiliyor ve türkiye'de ki halkı absürtlük ve anlayışsızlıkla suçluyorum.Ne savaş gördüm ne de büyük buhranlar.Yokluğu bilmiyor,varlığın insana kattığı havayı soluyorum.Her şeyi Armağan Çağlayan kıllığında eleştiriyor,ama eleştirilince Recep Tayyip Erdoğan sertliğinde geri püskürtmeye çalışıyorum.
Dengesizim,tembelim,beceriksizim oksijeni boşa harcadığımı düşünüp kendime sinirleniyorum.Beni teselli eden tek şey kötü insanların olması,hiç olmasa insanlığa zarar vermiyorum.Hâlâ Fatih Sultan Mehmet'in yaşını geçtiğim ve ne beceriksiz biri olduğum hakkında tartışmalar sürmekte.Bak adam o yaşta neler yapmış gibi laflara maruz kalıp,yan mahalleyi çatapatla fetih edesim geliyor.
Babası ölmüş çocukları örnek almam,sokakta ki maddi durumu kötü olan çocuklardan da ibret almam isteniyor.Bu gibi şeylerin farkında olmadığım kanısındalar.Acı çekmemiş insanı sevmiyor,çalışmayan insanı dışlıyorlar.Maddiyat ön planda ve yarın ne olacak bize,kaygısıyla yaşayan insan sayısı artar oldu.Gelen nesili manevi duyguları olmamalarıyla suçluyorlar.Ama bu gençleri yetiştiren kendileri,biz kendi başımıza bu düşünceleri edinmiş olamayız değil mi.Bunu okuyanın gözünde sarı pantalondan ve işsizlikten dolayı,yavşak bir genç canlandığı kanısındayım.Öyle biri değilim,asosyal olduğumu söylemem yeterli diye düşünüyorum.Çünkü asosyallerden genelde yavşak çıkmaz.