Yeni yüzler , yeni hayatlar. Tanık olduğum yüzlerce gerçek. Benden saklananlar , geride bıraktıklarım. Gün ve gün yaşadıklarım , bir o kadar anlamsız , bir o kadar gerçek dışı. Nedenini bilmediğim , işlenmiş onca günah. Bu sabah yatağımı terk ederken , nasıl bilebilirdim ki başıma bunların geleceğini ? Aldatıldım. Aldatılmışım. Kandırılmışım. Defalarca. Gözümün içine bakıp , beni sevdiğini söyleyen insanlar , sırtımdan vurmuş beni tekrardan. Ne acımasız. Hayatın ince çizgilerine basmadan yürümeye çalışmak belki ölüm. Yada hayatın inci çizgilerini teker teker silmeye çalışmak belki hayat. Dünden kalan umutlarımı , yarınlarıma satabilmek isterdim. Dünden kalan sevenlerimi , hala yanımda görebilmek isterdim. Kendime bir insan yaratıp , onu sevebilmek isterdim. Ona dokunabilmek , onu hissedebilmek. Yalansız ve sonsuz. Canımı yakan şeylerden kurtulmak , kalbimin tam orasına saplanmış bir hançer gibi. Çektikçe daha çok canım yanıyor , bir başkasının yardımı olmadan çıkartmayacakmışım gibi geliyor. Son bir haftamı böyle özetleyebilirim işte. Hadi başlayalım neler olmuş son bir haftada neler olmamış. Benim gözümden görün birde..
Uyandım bu sabah.. Gözlerimi açtım. Mutluluk vardı içimde. Her zaman ki gibi rutin şeyler yapacaktım. Bunun farkındaydım ama bundan şikayetçi değildim asla. Bir sevgilim vardı. Uzun olmasa da uzun şeyler paylaştığım bir sevgilim. Onunla buluşacaktım. Onunla ve onun arkadaşlarıyla. Erkendi saat , hala mutluydum. Elimi dolabıma uzatıp , her zaman giydiğim kıyafetlerimin arasından bir çiftini seçtim. Umursamadım ne giydiğimi her zaman olduğu gibi. Annem uyandı. Hayatımda gördüğüm en gerçek , en samimi melek. Gülümsedik birbirimize. Sonra evi terk ettim. Otobüse bindiğimde en sevdiğim parçalardan kendime bir konser hazırladım. Ve yola koyuldum. Gitmem gereken yere gittiğimde , her şey yolundaydı. Sadece beni sevdiğini söyleyen onun , uyanıp beni içeri buyur etmesini bekledim biraz.
En sonunda içerideydim. Her şey yolunda her şey güzel , mutluyum , gülümsüyorum. Birlikteyiz ve her şey sonuna kadar harika. Zaman geçiyor , birlikte zaman geçiriyoruz. Annesi evi terk ediyor ve dört kişi kalıyoruz. Yemek , film , kola.. Ne kadar harika olabilirdi ki bir muhabbet ?
Kırgınlığımı farketti! Beni çağırdı ve başladık konuşmaya. Neden böylesin? Neye kırıldın? Sorun ne? Bir kaç kelime oyunu oynadım ona. Sakin ve normal yanaştım. Her ne derse desin aklımı bir kenara koyup kalbimi öne sürdüm. Ağıma düştü. Bugüne kadar bana söylemediği , benden gizlediği tüm yalanları çıkardı ortaya. Kaç kız demeliyim ? 15 ? 25 ? 35 ? Duyduğum şeyler karşısında hissettiğim o duygu. Sanki her anlattığı yalanda içimde yeni bir acı doğuyordu. Sadece gülümsedim. Sadece yüzüne baktım ve devam etmesini söyledim. Sonuç ne peki ?
'' Size sevgi sözcükleri ile hitap eden bir insan , eğer ki güvenebileceğiniz bir insan değilse ki , kimseye güvenmenizi tavsiye etmem. İşte o insan , size o sözlerle hitap ederken , bir başkasının koynunda mutluluğu tadabiliyorsa ve günler geçtikçe gece o yastığa kafasını , içi gayet rahat bir şekilde koyabiliyorsa , o insan , insan orospusudur.''
Uzak durun. Ben yapamıyorum. Yapmam gerek ama bilemiyorum.