Zaman, kırık dökük bir aynanın içinde
yerle bir olmuş bir yansıma,
bütün yıldızlar kaybolmuş,
sadece gökyüzünün karanlık hali kalmış.
Bir zamanlar parlak olan her şey,
şimdi sessizliğe bürünmüş.
Sözler susmuş,
gönüller çözülmüş.
Bir yıkımın ortasında
bir iz bırakmadık,
ama ruhum hala o eski melodiyi hatırlıyor.
Bir zamanlar büyüdüğümüz anların
içinde kaybolan umutlar
yavaşça silinmiş.
Zaman, bir nehir gibi akar,
ve biz hep geriye bakarız,
dönmeye çalışırken bir arayışta.
Ama nehir değişir,
biz değişiriz,
ve zaman sadece geçen bir an olur.
Bütün kayıplar,
bütün kırılan anılar,
birer rüzgarın ardında savrulur.
Yıkılan zaman,
yıkılmayan tek şeydir aslında.