Bir gün,
tanıdığın yüzler solacak,
sesler yankılanmayacak odalarda.
Kelimeler,
hiç söylenmemiş gibi
uçup gidecek rüzgârla.
Hatırlıyor musun?
Bir zamanlar ne çok inanmıştık
zamanın bize dokunmayacağına.
Oysa o,
avuçlarımızdan sızan su gibi,
hissettirmeden eksiltti bizi.
Bir dostun vardı,
şimdi hangi şehirde bilmiyorsun.
Bir aşkın vardı,
şimdi hangi yürekte soldu haberin yok.
Bir hayalin vardı,
şimdi hangi karanlığa gömüldü, kim bilir?
Ve gün gelecek,
biz de unutacağız kendimizi.
Aynadaki yüz bile yabancılaşacak,
isimler anlamını yitirecek.
Bir sabah,
zamanın bizi de tükettiğini fark edeceğiz
ve kimse duymayacak sessiz çığlığımızı.
O yüzden,
seveceksen şimdi sev,
tutacaksan bir eli şimdi tut.
Çünkü hayat,
bize vadettiğinden çok daha kısa.