Haklar eşitliği ancak şartlar eşitliğiyle mümkündür. Ki insanlar arasında şartlar çok kısıtlı bir paydada eşittir. Halkın yönetimi de esir zihinlerde mümkün değildir. Bir Cumhuriyet de denklik belirtse bile yönetim açısından zayıf düşer. Doğaya karşı bir tutumdur ve halkın yönetiminden ziyade halkın yönettiğine inandığı yönetim şeklidir. Demokrasi ve insan hakları yalnızca kendi kendisini zamanla tüketen ütopyadan ibarettir. Ki gerçek anlamda hiçbir yerde uygulanabilmiş değildir. Toplumlar asla kendi kendini yönetemez, köle olan başkasının vurduğu prangayı öfkeyle kırsa da kendi prangasına seve seve vurulur tabiri caizse. İşte bu yüzden cumhuriyet kendi kendini prangalamanın yönetimidir bir noktada. Bireyden topluma, toplumdan ulusa ve ulustan dünyaya dek anlayış bu ve benzeri şekilde gelişir. Monarşinin ötesi için insanlar henüz hazır değildir.