Yasemin bu sabah daha değişik uyandı. Üniversiteye gitmek için Ceren ile havaalanına gideceklerdi ve İzmire uçacaklardı. Yasemin valizini hazırlayıp ,Ceren ile buluştu. Bu onlar için farklı bir deneyimdi. Uçakta yerlerine oturup İzmire uçmaya başladılar. İlk iş beraber kalacakları evi ayarlamak oldu. Evi baştan sona temizledikten sonra dışarı çıkıp, oradaki arkadaşlarıyla buluşmaya gittiler. İzmirin geceleri meşhur olmakla beraber eğlencelidir de. Arkadaşları ile hasret giderdikten sonra evlerine döndüler. Yasemin odasına geçip uçak çizdi fakat uçağa kanat çizmeden kutuya koydu. Yerinden kalkıp Cerenin yanına geçti ve beraberce oturup film izlediler. Onlar ''Delibal'' filmini çok seviyorlardı. Yasemin için ''Delibal'' çok anlamlıydı; onu izlerken aşkın yanında umut, umudun yanında fedakarlık buluyordu. Ceren ise sadece umut ve aşk buluyordu. Film bittikten sonra defalarca ağladıkları sahnelere tekrardan ağlayarak. Yarınki gezi planını ayarladılar. Ardından odalarına geçerek uyudular. Yasemin uyuyamıyordu içinde değişik bir huzursuzluk vardı. Nedeni ise her zamanki gibi bilmediği fakat sonucun hep aradığı ev olduğu o duyguydu. Biraz şarkı dinleyerek uyumaya çalıştı fakat bir yandan havanın boğucu sıcağı, diğer yandan zihninden geçenler buna engel oldu. Daha fazla dayanamadan sigara içmek için balkona çıktı. Ceren sesler duyunca uyandı ve sesin olduğu yöne hareket etti. Yasemin Cereni uyandırdığı için özür diledi. Ceren ise sorun değil diyerek ona eşlik etti. Ceren böyle durumlarla önceden de karşılaştığı için, Yasemine sadece sessiz eşlik ederdi. Yasemin ise bu sessizlikle biraz da olsa huzur bulurdu.