Zaman,
hızla akıp giderken,
ellerimizin arasından
her şey kayar.
Bir bakış,
bir gülüş,
belki de bir anı,
hepsi bir rüya gibi silinir.
Her geçen saniye,
bir ömre dönüşür.
Ve biz,
bu hızın içinde,
kendimizi kaybederken
yeni bir anlam ararız.
Kaybolan her şey,
yeni bir hikaye yazar,
belki de eski bir hatıra,
şimdi başka bir biçim alır.
Zaman ne kadar hızlı geçerse geçsin,
içimizdeki boşluk,
bir sabırla büyür.
Ve belki de,
kaybolan her an,
geriye doğru bir yolculuğa dönüşür.
Çünkü her şey bir şekilde
geri gelir,
ve kaybolan anılar,
yeniden doğar.
Ama zaman,
sadece bir akış değil,
aynı zamanda bir öğretmendir.
Bize her kaybolan şeyin,
yeniden keşfedilmesini,
her izin,
bize kim olduğumuzu
hatırlatmasını bekler.