Zaman,
avuçlarımdan kayıp giderken
tutamıyorum hiçbir anı.
Ne bir gülüş,
ne de yarım kalmış bir cümle,
hiçbiri kalmıyor elimde.
Bir sabah uyanıyorum,
aynı sokak ama farklı bir şehir gibi,
tanıdık ama uzak.
İnsanlar değişiyor,
yüzler soluk bir hatıra gibi siliniyor.
Ve anlıyorum,
hiçbir şey sonsuza kadar kalmıyor.
Zamanın elleri serttir,
sevdiğin her şeyi usulca alır senden.
Ama en çok,
kendini götürür fark ettirmeden.
Bir gün dönüp bakarsın
ve eskisi gibi olmadığını görürsün.
Gözlerindeki ışık farklıdır artık,
sesindeki ton değişmiştir.
Ama belki de,
zamanın alıp götürdüğü her şey,
yerine yeni bir sen bırakıyordur.
Belki kaybolan her an,
bir yenisine yer açıyordur.
Kim bilir?