Bir zaman,
her şeyin bir anlamı olduğunu düşündük,
ama zaman,
gizli bir yılan gibi
usulca bütün anlamları çaldı.
Bütün o sorular,
cevapsız kaldı.
Her bir dakika,
bir ömür gibi geçti,
ve biz,
saatin tik taklarını duyarken,
geçip giden anların arkasında
kaybolduğumuzu fark etmedik.
Zaman,
yavaşça göğsümüze yerleşti,
nefes alırken bile,
sanki her bir saniye
bizi daha da uzaklaştırıyordu.
Bir bakış,
bir gülüş,
bir adım sonra silindi.
Ve kalan,
geriye sadece bekleyişi
bırakan o boşluk kaldı.
Zaman,
hem en büyük düşmanımız,
hem de en sadık dostumuzdu.
Her anı,
birer hatıra yapıp,
gizlice içimize işledi.
Sonunda,
gözlerimiz kapanacak
ve zaman,
bize ait olmayan bir dilde
son sözlerimizi söyleyecek.