Zaman,
sana hiç dokunmadan
sürekli değiştirir her şeyi.
Bir sabah,
aynaya baktığında
gördüğün kişi
bir yabancı gibi olur.
Geçmişin izleri
gözlerinde kaybolur,
hatıraların seni terk eder,
geriye kalan sadece
bir hafıza boşluğu.
Ama bir köşede,
bir gülüş,
bir anı,
bir his hala kaybolmamıştır,
derinlerde, bir yerlerde.
Zamanla her şey akar,
yavaşça, ama durmadan.
Söylediğin her söz,
yapmadığın her şey,
hepsi birer damla gibi
birikir birikirse,
bir gün içini doldurur.
Ve bir gün,
geriye sadece o damlalar kalır,
geri dönüşsüz,
geri alınamaz.
Zaman,
her anı bir sızıya dönüştürür.
Ama belki de,
bütün bu değişimler,
insanın büyümesi için gereklidir.
Belki de zaman,
sadece bizi
yeniden keşfetmeye yönlendiriyor.