Zaman,
bir akıntı gibi geçip gidiyor,
her an,
bir öncekinin ardında kayboluyor.
Ve ben,
sadece o anların yansımasıyım,
bir nehrin kenarındaki taş,
suya dokunmadan geçen.
Bir zamanlar,
her şeyin bir yeri vardı.
Şimdi,
yeri bilinmeyen adımlarımda kayboluyorum.
Bir adım önde,
bir adım geride,
zaman beni yitiriyor.
Ve her kaybolan saniye,
yitirdiğim bir parçam gibi
gömülüyor içimde.
Ama kimse fark etmiyor.
Kimse,
zamanın içinde kaybolmuş bir ben’i.