Zaman,
bir gölge gibi düşer,
her geçen an,
biraz daha siler içindeki izleri.
Geriye sadece
unutulmuş anların yankıları kalır,
ve biz,
her yıkılışın ardından
yeniden doğmak için bekleriz.
Ama beklemek,
bazı zamanlarda
hüsrana dönüşür.
Bir an gelir,
zamanın ağırlığı altında,
gözlerimizdeki kırık yıldızlar
kaybolur,
hatırladığımız tek şey
silinmiş hayallerin kokusudur.
Ve biz,
hatırladıkça kayboluruz,
zamanın izlerinden
sürekli kaçarken.
Bir adım daha,
bir adım daha…
Ve her adımda
biraz daha unutuluruz.