Bir anın eşiğinde durdum,
geçmişten bir rüzgâr esti yüzüme.
Sesin, kaybolmuş bir şarkı gibi
zihnimin kuytularında yankılandı.
Elleri boş bir bekleyiş oldum,
dudaklarımdan dökülmeyen cümleler gibi.
Zamanın kıyısında sallanan
bir sandal misali,
ne varabiliyorum sana
ne de gidebiliyorum senden.
Gökyüzüne baktım,
karanlığın içinde sönmeyen bir yıldız aradım.
Ama öğrendim ki,
bazı ışıklar sadece içimizde yanar…