Zararın Neresinden Dönersen Kardır!
Enfes sıcak poğaçalarından getirmişti bize yine. Neşeyle masaya bırakırken “ Artık okuyorum çok şükür. Biraz yavaşım ama olsun. Daha iyi olacağım.” dedi.
Ben de başımla onaylayarak “ Devam” dedim.
Bu kadar azimli bir kadın neden gecikmişti okuma yazma öğrenmek için, merak ettim ve sordum:
-“ Neden okuyamadın Fatma Teyze?.
-“ O keçi yok mu o keçi?” dedi.
Diğer öğrenci hanımlarla kulak kesildik. Acaba birinin kıramadığı inadından mı bahsediyordu?
Ne demek istediğini anlayamadığımızı fark edip, gülümseyerek devam etti anlatmaya:
-“ Hayır, keçinin yüzünden…” dedi.
Muş Varto’nun Değerli köyünde okul yaşına gelmesine rağmen, annesi onu okula göndermemişti. Bir gün çobanlık yaptığı sürüyü bırakıp kaçtı gitti okula. Oturdu arkadaşlarının yanına, dersi dinlemeye başladı. Öğretmeni ve arkadaşları çok şaşırmışlardı onun bu davranışına.
-“ Ez ez birmişim” diye kürtçe bir şeyler söylüyor, ağlayarak. Ne dediğini anlamıyordu öğretmen. “ Ben de yazacağım” diyor diye arkadaşları tercüme ettiler öğretmene. Derken muhtar girdi içeri ansızın. Öğretmen küçük kızı anlayamadığını söylemeye kalmadan, muhtar “ Der heri marahu” diye bağırdı küçük kıza.
-“ Sen evine” diyordu, “ Sen evine.”
Küçük kız çok üzgün başı önde evine döndü çaresiz. Sürüyü öylece başıboş bıraktığı içinde bir dolu dayak yedi üstelik. O gece yatağında “ ez ez birmişim” diye sayıklarken uykuya daldı.
Bir süre sonra eve tanımadığı bir sürü yabancı insan geldi. Devlet görevlileriymiş meğer gelenler. Evde okula gitmeyen çocuk var mı diye teftişe gelmişler.
Okula değil ama sürüye, tarlaya, sabana gönderilen çocukları evin dışında bir yere saklayıp, görevlilere göstermiyorlardı ana babaları. Küçük kız dayanamadı ve saklandığı yerden çıkıverdi müfettişlerin karşısına. Annesinin müfettişlerden nasıl korkup hesap verdiğini o yaşta anlamıştı küçük kız.
-“ Muhtara bir keçi rüşvet verdim, kızı okula yazmasın diye, yoksa sürüye kim bakacak?” deyivermişti anası.
Küçük kız annesine çok içerlemiş, muhtara, öğretmene, hatta severek türküler söyleyerek otlattığı keçilere bile çok kızmıştı içinden. Sonrasında ne yaptıysa ne ettiyse bir türlü okula gitmek kısmet olmadı küçük kıza. O keçi çoktan kesilip ziyafet olmuştu muhtarın sofrasında ama bizim küçük kız yine gidememişti okula…
Aradan yıllar geldi geçti. Evlenip şehre geldi. Altı çocuğunun altısını da okuttu. Yetmedi anasına da baktı. Hatta bir gün anası: “ Olmadı o doktorun verdiği ilaç, başka doktora götür beni. Daha iyi bir hastaneye götür.” dediğinde, kocaman kadının içindeki o boynu bükük kız dönüp “ Çağır keçileri de, onlar götürsün seni doktora.” deyiverdi anasına.
Fatma Aydemir, şimdi yetmiş yaşına gelmişti. Okudu yazdı.
-“ Bir keçiye feda edildi geleceğim.” diyor ve ekliyor,
-“ Neyse, zararın neresinden dönersen, kardır.”
Nurten Mekki / Öğretmen
#wattpad #tumblr #blog #roman #kıssadanhisse #şair #şiir #yazar #blog #blogger #günlük #öykü #hikaye #kitap #kitapyaz #yazılarınkitapoluyor #kızçocukları #kız #okumayazma #eğitimşart #kızınıokulagönder #müfettiş #kızlarokusun