Tripoliçe'de isyan hareketleri olacağına yönelik İstanbul'a daha önceden herhangi bir istihbarat ulaşmamıştı. Osman Devleti’nin bu yörede hakimiyetini zedeleyecek herhangi bir duruma kesinlikle izin vermeyeceği gelen haberler arasında yer alıyordu.
Tripoliçe'nin yüksek kesimlerinde Müslüman Türklerin zeytin hayatı henüz sürüyordu. Sarp yamaçlardaki zeytinleri bin bir emekle dikmişler ve eşek sırtındaki taşıdıkları küplerle sulamışlar ve bugünlere getirmişlerdi. Kalabalık tayfalarla zeytin hasadı sürerken eşyalar da gündüz vakti evleri soyuyorlar ve altın ve gümüş ile yiyecek bir şeyler arıyorlardı.
Akşam ezanıyla birlikte kılınan namazın ardından evlerine giden Müslüman ahali tüm coğrafyayı huzura ve güvene kavuşturan atalarımızın cenk hikayelerini abdestli bir şekilde küçük çocukların meraklı bakışları arasında evdekilere anlatıyor ve karanlık geceye bir ışık gibi parlayan yıldızların uykusuz hallerini kendilerine bir yoldaş belirliyorlardı.